107 Yıldır Aynı Kalite

Tarihçemiz

Davut Selim

Eski Yunan tarihçilerinin “Mesopotamia” diye adlandırdıkları “ırmaklar arasındaki ülke” anlamına gelen, kültürün doğduğu topraklar, uygarlığın beşiği, uygarlığımızı borçlu olduğumuz kadim tarihi ile Mezopotamya ve bu tarihe asırlardır gözcülük yapan kavimlerin kentidir Mardin. Bu kavimlerin bıraktıkları miraslardan biri hiç şüphesiz zanaatlardır. Babadan oğula, ustadan çırağa el değiştiren bu miras, kadim kent Mardin’de XX. yüzyılın ortalarına kadar devam etmiştir. Bu verimli ve bereketli topraklarda yetişen çeşitli ürünler, asırlar boyu bu coğrafyada yaşayan kavimler için bir yaşam kaynağı ve damak tadı oluşmasını sağlamıştır. Bu husus doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün coğrafya için geçerlidir. Bu coğrafyadaki bütün zanaatların gelişmesi ve çoğalmasını sağlayan Mezopotamya’nın katkısı inkâr edilemez. Nitekim Davut Selim markasının doğduğu XX. yüzyılın başındaki Mardin şehrinin sosyal, ekonomik ve idari verileri iyi sayılabilecek bir durumdadır.
Bu tarihlerde Mardin, Diyar-ı Bekr vilayetine bağlı bir sancaktır. Vilayetin 1901 yılında yayımladığı salnamede (idari ve iktisadi yıllık), yetişen ürünlerin bir kısmı şu şekilde gösterilmiştir (kıyye veya okka olarak verilen rakamlar günümüzde kilograma çevrilmiştir). Buğday 1600 ton,Tütün 120 ton,Pirinç 100 ton,Arpa 700 ton,Pamuk 150 ton,Zeytin 200 ton,Nohut, Mercimek 350 ton,Mahlep 370 ton Susam 900 ton,Bıttım (yabani fıstık) 490 ton,Kayısı 425 ton ,Badem 50 ton olduğu belirtilmektedir. Bu tarihlerde birçok zanaatın mevcut olduğu, bunların başlıcalarının leblebicilik, helvacılık, kuyumculuk, terzilik, dericilik, taş işçiliği, ayakkabıcılık, dokumacılık, marangozluk, çömlekçilik, palancılık, keçecilik vs. olduğundan bahsedilmektedir. Bu zanaatlar Müslümanlar ve gayrimüslimler tarafından icra edilmekteydi ve bütün zanaat dallarında en iyisini ve en güzelini yapmak için ustalar adeta bir yarış halindeydi

Bu tarihlerde Mardin tarımsal üretiminin pazara çıkarıldığı ve bölgeye ihraç edildiği bir şehir olduğu kadar, zanaatkârları ile de bölge için üretim yapan bir merkezdir. Davut Selim markasının yaratıcısı, Davut ibn-i Selim (Selim oğlu Davut) 1890 yılında kadim kent Mardin’in, Camii-Kebir (Ulucami) mahallesinde taşların dili ile yapım tarihi XIII. yüzyıla dayanan bir evde doğmuştur. Babası Selim, annesi Vesile, kardeşleri Şeyhmus, Hasine, Fadile, Ayşe, Hasibe’dir. Babası Selim tütüncülük ticaretinin yanında atalarından kalan, şehre yakın ravza bağ ve bahçelerinde sebze ve meyve yetiştirirdi. Aynı evde yaşadıkları Kur’an-ı Kerim hocası olan halasının gözetiminde, küçük yaşlarda Kur’an’ı hatmetmiştir.

Bu yaşlarda zanaata da pek meraklıydı. Henüz 6 yaşındayken Süryani leblebi ustası Stefan’ın yanına çırak olarak verilir. Ustasının yanında 8 yıl çalıştıktan sonra, 1904 yılında daha henüz 14 yaşındayken babası Selim’i ikna edip, kendi namına iş yeri açar. Çocuk yaşında sahip olduğu bilgi ve beceri onun ne denli zeki ve yetenekli olduğunu göstermektedir. Bu yaşında ürettiği leblebi ile piyasada tanınmaya başlamıştır. 1910 yılına gelindiğinde artık askerlik çağına gelmiş bir delikanlı olmuştur.

Ürettiği leblebi ve pekmezli tahin helvasının (Halavıt dibsiye) kalitesi ile şehirde tanınan bir usta haline gelmiştir. Bu tarihlerde askerlik vazifesi sebebi ile işine bir süre ara verir.Sahip olduğu kazanımlarını annesine emanet ederek, Osmanlı ordusunun Irak cephesine katılır ve Bağdat’ta uzun yıllar süvari olarak görev yapar

Bu tarihlerde Mardin tarımsal üretiminin pazara çıkarıldığı ve bölgeye ihraç edildiği bir şehir olduğu kadar, zanaatkârları ile de bölge için üretim yapan bir merkezdir. Davut Selim markasının yaratıcısı, Davut ibn-i Selim (Selim oğlu Davut) 1890 yılında kadim kent Mardin’in, Camii-Kebir (Ulucami) mahallesinde taşların dili ile yapım tarihi XIII. yüzyıla dayanan bir evde doğmuştur. Babası Selim, annesi Vesile, kardeşleri Şeyhmus, Hasine, Fadile, Ayşe, Hasibe’dir. Babası Selim tütüncülük ticaretinin yanında atalarından kalan, şehre yakın ravza bağ ve bahçelerinde sebze ve meyve yetiştirirdi. Aynı evde yaşadıkları Kur’an-ı Kerim hocası olan halasının gözetiminde, küçük yaşlarda Kur’an’ı hatmetmiştir.

Bu yaşlarda zanaata da pek meraklıydı. Henüz 6 yaşındayken Süryani leblebi ustası Stefan’ın yanına çırak olarak verilir. Ustasının yanında 8 yıl çalıştıktan sonra, 1904 yılında daha henüz 14 yaşındayken babası Selim’i ikna edip, kendi namına iş yeri açar. Çocuk yaşında sahip olduğu bilgi ve beceri onun ne denli zeki ve yetenekli olduğunu göstermektedir. Bu yaşında ürettiği leblebi ile piyasada tanınmaya başlamıştır. 1910 yılına gelindiğinde artık askerlik çağına gelmiş bir delikanlı olmuştur.

Ürettiği leblebi ve pekmezli tahin helvasının (Halavıt dibsiye) kalitesi ile şehirde tanınan bir usta haline gelmiştir. Bu tarihlerde askerlik vazifesi sebebi ile işine bir süre ara verir.Sahip olduğu kazanımlarını annesine emanet ederek, Osmanlı ordusunun Irak cephesine katılır ve Bağdat’ta uzun yıllar süvari olarak görev yapar

Bu tarihlerde Mardin tarımsal üretiminin pazara çıkarıldığı ve bölgeye ihraç edildiği bir şehir olduğu kadar, zanaatkârları ile de bölge için üretim yapan bir merkezdir. Davut Selim markasının yaratıcısı, Davut ibn-i Selim (Selim oğlu Davut) 1890 yılında kadim kent Mardin’in, Camii-Kebir (Ulucami) mahallesinde taşların dili ile yapım tarihi XIII. yüzyıla dayanan bir evde doğmuştur. Babası Selim, annesi Vesile, kardeşleri Şeyhmus, Hasine, Fadile, Ayşe, Hasibe’dir. Babası Selim tütüncülük ticaretinin yanında atalarından kalan, şehre yakın ravza bağ ve bahçelerinde sebze ve meyve yetiştirirdi. Aynı evde yaşadıkları Kur’an-ı Kerim hocası olan halasının gözetiminde, küçük yaşlarda Kur’an’ı hatmetmiştir.

Bu yaşlarda zanaata da pek meraklıydı. Henüz 6 yaşındayken Süryani leblebi ustası Stefan’ın yanına çırak olarak verilir. Ustasının yanında 8 yıl çalıştıktan sonra, 1904 yılında daha henüz 14 yaşındayken babası Selim’i ikna edip, kendi namına iş yeri açar. Çocuk yaşında sahip olduğu bilgi ve beceri onun ne denli zeki ve yetenekli olduğunu göstermektedir. Bu yaşında ürettiği leblebi ile piyasada tanınmaya başlamıştır. 1910 yılına gelindiğinde artık askerlik çağına gelmiş bir delikanlı olmuştur.

Ürettiği leblebi ve pekmezli tahin helvasının (Halavıt dibsiye) kalitesi ile şehirde tanınan bir usta haline gelmiştir. Bu tarihlerde askerlik vazifesi sebebi ile işine bir süre ara verir.Sahip olduğu kazanımlarını annesine emanet ederek, Osmanlı ordusunun Irak cephesine katılır ve Bağdat’ta uzun yıllar süvari olarak görev yapar

Bu tarihlerde Mardin tarımsal üretiminin pazara çıkarıldığı ve bölgeye ihraç edildiği bir şehir olduğu kadar, zanaatkârları ile de bölge için üretim yapan bir merkezdir. Davut Selim markasının yaratıcısı, Davut ibn-i Selim (Selim oğlu Davut) 1890 yılında kadim kent Mardin’in, Camii-Kebir (Ulucami) mahallesinde taşların dili ile yapım tarihi XIII. yüzyıla dayanan bir evde doğmuştur. Babası Selim, annesi Vesile, kardeşleri Şeyhmus, Hasine, Fadile, Ayşe, Hasibe’dir. Babası Selim tütüncülük ticaretinin yanında atalarından kalan, şehre yakın ravza bağ ve bahçelerinde sebze ve meyve yetiştirirdi. Aynı evde yaşadıkları Kur’an-ı Kerim hocası olan halasının gözetiminde, küçük yaşlarda Kur’an’ı hatmetmiştir.

Bu yaşlarda zanaata da pek meraklıydı. Henüz 6 yaşındayken Süryani leblebi ustası Stefan’ın yanına çırak olarak verilir. Ustasının yanında 8 yıl çalıştıktan sonra, 1904 yılında daha henüz 14 yaşındayken babası Selim’i ikna edip, kendi namına iş yeri açar. Çocuk yaşında sahip olduğu bilgi ve beceri onun ne denli zeki ve yetenekli olduğunu göstermektedir. Bu yaşında ürettiği leblebi ile piyasada tanınmaya başlamıştır. 1910 yılına gelindiğinde artık askerlik çağına gelmiş bir delikanlı olmuştur.

Ürettiği leblebi ve pekmezli tahin helvasının (Halavıt dibsiye) kalitesi ile şehirde tanınan bir usta haline gelmiştir. Bu tarihlerde askerlik vazifesi sebebi ile işine bir süre ara verir.Sahip olduğu kazanımlarını annesine emanet ederek, Osmanlı ordusunun Irak cephesine katılır ve Bağdat’ta uzun yıllar süvari olarak görev yapar

Yüzyıllık Markalar Derneği Üyeleri